22 Nisan 2009

Audrey Hepburn







Estikçe bir insancığı tanıtmaya karar verdim. Bugünün insancığı Audrey Hepburn. Kimmiş bu ablamız neler yapmış niye yapmış. Kimle yapmış bunları öğreniceğiz.









Belçika'nın güzide bir kenti olan Brüksel'de banada yer açın dedi.. Kendisi için yer ayıran kişicik Hollandalı bir barones, katkı payı olan kişicik zengin bir İngiliz bankacıydı.Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşanır ve Audrey baronesimizi terk edemez bu yüzden de babasını bir daha göremez. 10 yaşındayken annesi aaah bu hayat yalnız çekilmez der ve evlenir.Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kalır. Burada oldukça zor bir çocukluk geçirir(Yıllarca birlikte seksek oynadığınız arkadaşınız kamplara götürülüp bir daha dönmezse acaba sizin çocukluğunuz nasıl geçerdi). Hepburn daha seksek oynarken oyuncu olmanın düşlerini kurardı. Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı.






Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti.







1952'de rol aldığı "Roman Holiday" ile büyük başarı kazandı. Ki benim çok sevdiğim bir filmdir sahte sarışınımla oturup tekrar tekrar izlediğimiz bir filmdir.Roman Holiday de çok güzel bir prensesti. Sonradan öğrendiğim üzere ilk başrölü ve yine aynı filmle En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanmış. Sonradan bişey dah öğrendim meğer Roman Holiday'in Türk versiyonuda çekilmiş Yeşilçam tarafından.Adı da İstanbul'da Tatil imiş.1968'de çekilen filmin Prenses Ann'ı Filiz Akın Joe'si ise Kartal Tibet miş.



"Sabrina" da Humphrey Bogart ile rol alandı ve bir Oscar adaylığı kazandı.Bu kadar güzel ve yetenekli olmanın getirisi olarakta iki adet Altın Küre Ödülü var.






Çoğumuz Gossip Girl'den hatırlayacağı gibi "Breakfast at Tiffany's" adlı Romantiğimin de izlediği filmden de anlayabileceği üzere o yalnızca güzel ve yetenekli bir oyuncu değil aynı zamanda zarif bir hanımefendiydi.Söylemeden edemeyeceğim kitabında Paul eşcinseldi .Bu yüzden kitapları filmlere hep tercih etmişimdir hayalimdeki gibi olmuyor.



Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok star gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var.


20 Ocak 1993'te kolon kanseri yüzünden hayata veda etti.



Yer Aldığı Filmler
Dutch in Seven Lessons
One Wild Oat
Laughter in Paradise
Young Wives' Tale
The Lavender Hill Mob
Monte Carlo Baby
Roman Holiday
Sabrina
War And Peace
Funny Face
Love in the Afternoon
Green Mansions
The Nun's Story
ThUnforgiven
Breakfast at Tiffany'se
The Children's Hour
Charade
Paris, When It Sizzles
My Fair Lady
How to Steal a Million
Two for the Road
Wait Until Dark
Robin and Marian
Bloodline
They All Laughed
Always
Not: 2. Dünya Savaşı sırasındaki acı hatıraları, Nazi zulmüne tanıklığı özellikle çocuk sevgisi nedeniyle UNICEF sanatçıyı iyi niyet elçisi olarak görevlenmişmiş.

Panki Punki

1 yorum:

  1. aferin kız panki.severim ben bu kadını.hezün sadece tek bi filmini izlemiş olsam da...
    ANGELİCA

    YanıtlaSil