23 Eylül 2009

Hacegettefiiiii


İyi ki doğdun benim karamelli lattem!Ekonomik imkansızlıklardan dolayı şu an için sadece louis vuitton pasta yollayabiliyorum sana ama gün gelicek,bi önceki post'umda bahsettiğim gibi zengin olucam ve louis vuitton senin köpeen olucak bebeğim.Yarın görüşmek kırmızıda görüşmek dileğiyle iksoikso


RomantiKomedi

İyi ki Karamelsin



Herbirimizin hayatına kattığın milyonlarca renk için milyonlarca iyi ki doğdun:)
Espiri görüntüsü altında sakladığın iğneleyen mesajların için iyi ki doğdun
Farklı grubumuzun farklı karakterlerinden biri olduğun için iyi ki doğdun
Hepimizin bambaşka bir yönünü ortaya çıkarttığın için iyi ki doğdun
Olaylara pozitif yaklaşmamızı sağladığın için iyi ki doğdun
Herşeye rağmen herkesle arkadaş kalabildiğin için iyi ki doğdun
Bilmediğini cesurca söyleyebildiğin için iyi ki doğdun
Karmançorman müzik zevkini bizlere de bir şekilde aşıladığın için iyi ki doğdun
Sevgi pırtırcığımız , kokoşumuz , Karamelimiz olduğun için iyi ki doğdun
Ve geç gelen bu posta kızmayacağını bildiğim için iyi ki doğdun iyi ki doğdun mutlu yıllar sana....
Panki Punki

22 Eylül 2009

İf i was a rich girl nananananananana.....


Bi gün ultra zengin olursam basıcam parasını ;

Şıpsevdi'ye Mr. Uzun'u kiralıycam.Şayet Şıpsevdi isterse doğacak çocuklarını Mr. Uzun'a bile taşıtabilirim.

Eski Karamel yeni Sarışın'a ayakkabı malikanesi yaptırıcam.

Angelina Jolie-Brad Pitt (ve tabi çocukları),Jeniffer Aniston,Eva Longoria,Victoria Beckham efendime söyliyim Wentworth Miller,Paris Hilton vb. ünlüleri bi eve koyucam Paparazzi'ye hizmet edicekler.

Panki Punki'ye devlet yaptırıcam alsın yönetsin onları.İstediği ırktan vatandaş da koyarız içine.Yok ben kendi ırkımı kendim yaratırım derse,bilimin kapılarını paramla açtırabilirim kendisine.

RomantiKomedi

20 Eylül 2009

RomantiKomedi'den İnciler vol.2


-Dershanede,virüslü bi kızdan grip kaptım.Dün burnumun ve boğazımın acısını unutmaya çalışırken uyuyakalmışım.Rüyamda Karamel'i gördüm.Diyodum ki 'Karamelcim estetik yaptırma bak burnun çok acıycak benim şu an çok acıyo'.Karamel yaptırcam da yaptırcam diye tutturuyodu.Hastanede ikna edene kadar canım çıktı.Sonra uyandım burnum inanılmaz acıyodu.İnsan beyni ne garip...


-Sessizlik olmayınca okuduğumu anlamadığımı biliyodum şu an öğrendim ki yazılarımı da toparlayamıyorum.


-Alışveriş yaparken bi şeyi beğenip beğenmemek konusunda tereddüt yaşadığımda,almamın mantıklı olduğunu bilsem bile onu almam.


devam edecek...

15 Eylül 2009

...Kenki Panki


Düşünürken...

Uzun boşukları konuşmayla dolduyorum. Sessizliği severim ama çok yakılarımlayken. Çünkü onlarla susmak demek aynı şeyleri hissetiğini bilmeninin gitirdiği huzur ve mutluluğu paylaşmak demek. Ve ben sadece o anda varımdır ve sadece o anda var olmak isterim...
(test çözerken)

Unutmayı istediğim milyonlarca şey varken unutmamayı istediğim birkaç şeyi unutuyorum.Hayatım unutmak-ve-unutmamak arasında geçen zaman.
(saçma sapan bir yolda amaçsızlığa yürürken)

Ne kadar cesur olsam da en ufak şey şevkimi kırıyor.Ve tüm hikayelerim başlamadan bitiyor.
(yolda huzurla yürürkene çevredeki bakışlardan ürkerken)

Değer verdiğim insanlardan değer görmek güzel şey.Ama değersizliği anlamak çok zor.
(aydınlanma yaşarken)


Konuşurken...

Çocuk resmi ilişki gayri.
(dedikodudan kafası karışırken)

Karamel lavaboda birazdan gelicek tamam mı?
(emrivakiyle kafayı bulurken)

Sol taraf tembel olduğundan o esnada saçımın orda olup olmadığının farkında değilim.
(Romantikle resim çekinmeye çalışırken)

Şı-bok.
(Karamel ve Paparazzi ile saçmalarken)

Tokmaklar kovalasın seni.
(davulcunun ısrarcı ve istikrarlı zil-davul kombinesine maruz kalırken)

Hush hush Nicole ''tete''.
(Mtv izlerken)

Kedi diye geçinip niye balık yemiyorsun a köftehor.
(Pet societyde balık tutup heyvancığıma yedirmeye çalışırken)

Severken...

Sanırım başlığı değiştirip sarılırken koymalıyım.Ve sanırım bunuda açıklamalıyım.Böylece çilekli pasta yazarlarımızın aydınlanmalarını sağlayacağım.Hani benim Pulitzerim.Konuya dönersek .Herkes dostça yapılan şeylere (sarılmaktı,öpüşmekti) mesafeli duruşumu bilmekte. Ama kimse nedenini bilemememekte. Kimsenin içine kendimi de alabilmeyi ne çok isterdim..Devlerin aşkı büyük olur gibi saçmalıklara katlanamasamda olaydaki mantık bu. Karagöz insanını sevmiştim.Ve Sıddık ilen Karamel'i gördükçe eski benden şehir atlayan ilişkilere inancını kaybetmemiş olmasını isterdim.

Neyse geçenlerde (dün) bir belgeselimsi birşey izledim(çılgın profesörler).Orada çok hoşuma giden bir zamazingo gördüm.Telefonla kucaklaşma göndermek.Sanırım böyle birşey işte.Bir bluz giyiyorsunuz.Bu bluzun üzerinde sarıldığımızda ellerimizi koyduğumuz noktalar var.Daha doğrusu halkalar.Ve bu kırmızı halkacıkların içinde sarılma kuvvetinizi ve o anki vücut ısınızı karşınızdakine geçirmeyi sağlayan sensörler var. Siz kendinize sarılıyorsunuz tabii karşınızdakin hayal ederek(!).Sonra sizinle aynı bluzu giymiş(?) kişiye yolluyorsunuz. Kişi kabul ederse o kırmızı halkacıkların içinde bulunan diğer bir zamazingo devreye giriyor ve kucaklaşmayı yolladığınız kişinin halkacıkları sizin sarılma kuvvetinizle şişiyor , bluzunun içi sizin vücut ısınızla doluyor.Tabi bunların hepsi cep telefonunuza indireceğiniz bir program ve moda yoksunu ama teknoloji harikası iki adet buluzla sağlanıyor. Bide uzakta bir sevdicek.
Asıl konunun çevresinde dolaşıp derinlemesine inceleyemedim ''hugfobia''mı başka bir yazıda daha görüşmek üzere sayın okuyucular. Hoşçakalın

Not: Resim ne alaka diyen arkadaş beğendim koydum sana mı sorıcaktım çok biliyorsan kendin resim ekle!


Panki Punki

13 Eylül 2009

I'm So Sorry Guys



Sıddık ve Karamel'den kütüklüğüm için özür dilemek isterim.
Sana selam vermek konuşmak isterdim. Ama bir süre sonra Karamel yanımıza gelmezse ne yapacağımı bilmezdim. Orda seni yanlız bırakmalı mı Karamel dönene kadar beraber beklemeli mi? Hadi beklemedim diyelim sevgili Karamel ''niye beklemedin?'' diye bozum bozum. Hadi bekledim hiç tanımadığım biriyle ne hakkında konuşabilirim ki. Karamel'de pek bir hamarat falan mı diyeceğim. Sıcak kanlılıkla alakası yok. Alışkanlık meselesi. Yani bir insanla konuşmadan birlikte vakit geçirmeden ona alışmazsın tamam da o başlangç konuşmasından nefret ederim. Sanki kendimi hep küçük düşürmeye mecburmuşum gibi. Yani konuştuğum kişinin bir başkasına benim hakkımda ''Konuştu birşeyler söyledi beklediiğiim sözler bunlar deeeğill ''demesi hiç hoş bir durum değil. Bu yüzdendir ki yeni tanıştığım insanlar hakkımda burnundan kıl aldırmayan ukalanın teki ya da aşırı çekingen bir tip sanıyor beni. Halbuki ben her ikisininde bir miktar karışımıyım.

İşte durum budur.Sevgili Sıddık bu hareketimin tek sebebi aşırı çekingenlik genlerimin o anda ağır basmasıdır. Hiç beklemediğin insanlara karşı ukalalık genlerimi sergileyip hiç beklemediklerine çekingenlik genleri sergileyebilmekteyim.

Ebatta büyük işlevde küçük beyinciğimin o anda seni değerlendirmesiyle ortaya çıkmış bir gen diyemeyeceğim çünkü o anda değerlelendirmeyi etkileyen bir sürü yabancı madde vardı. Olsun varsın. Ben yine de çekingenliği seçtim ve pişanım diyemeyeceğim. Zamanla alışrız. Bide demek isterim ki ne kadar alakaya maydanoz da olsa ''Unutunuz en iyi intikam bu değil mi?''.

Minik bi özür kendimi keşfe dönüştü iyi de oldu.


Panki Punki

8 Eylül 2009

Büyük Problemli Küçük Ukala


Yazamıyorum. Ciddiyim.. Ve işte bütün mesele bu. Ciddi olmak neyime nefret ederim ciddiyetten(bunu hayattaki amacının avukat olmak olduğunu düşününen biri söylüyor). Ama ciddiyetimin sebebini bilmekteyim. Aşırı kültür patlaması yaşıyorum ve yanımda Romantiğim Komedim yok o beni normalleştiriyordu.
Şu kültür patlaması olayından mahsedeyim.Malumunuz bütün yazı evimde geçirdim minik çaplı gezilerimiz haric evden çıkmadım. Öğrenci Süründürme Sınavına çalışmam gerektiğini bile bile çalışmayıp (kim çalışır ki peöh) filmdi kitaptı blogtu volfieddı tetristi pet societydı restaurant citydi cnbc-eydi.Ne bulduysam artık hepsini bi güzel özümsedim. Bide birşey farkettim ben okudukça küstahlaşıyorum küstahlaştıkça okuyorum okudukça beziyorum bezdikçe okuyorum okudukça kimilerinin saflığına katlanamıyorum.Eskiden böyle değildim ya da böyle olmamaya çalışırdım. ''Bütün dünyğa buna inanasa biiiir inansa hağyat bayram olsaaa'' tarzında bi insandım valla bak ya mutluydum. Şimdi usandım.
Bide dershane başladı hergün normalde tahhalmül etme zahmetinde bile bulunmayacağım garip ve de sorunlu tiplerle 100metrekarelik bir alanda 6 saat geçirilmem isteniyor. Hani bişeylerden bahsediyim diyorum hayatlarında bi değişiklik olsun diyorum ot gelip odun gitmesinler diyorum sosyalizm diyorum sonraki ders ''sen sosyolog olmak istiyodun diyğmi?'' diye bi cevap geliyor.

Böyle büyük sorunlarla uğraşıyorum işte.Bu sıkışılıkta sevgili blogumuzu ihmal ediyorum aslında kendimi ihmal ediyorum.Hiçbir arkadaşımla görüşmüyorum işin kötüsü bir zamanalar ki bana fi tarihinden önce gibi gelmekte onlar içinde benim bulunduğum bi planı uygulamak için yanıp tutuşurlardı belkide akıllandılar soğuk tavırlarım onlarıda bezdirdi artık ne bi teklif nebişey böyle ev-dershane-d&r-ev-dershane-d&r bide ben onuda bir yaşam alanı olarak saymaktayım internet arasında zaman öldüyorum. Bide sözlerimi unutuyorum. Birşey söylemek için ne zaman ağzımı açsam 0,001 milisaniye sonra ne söyliyeceğimi unutuyorum.Ya ne kötü fikirliyiz. Böyle birşey yüzkırsekizbinyetmişaltı kere tekrar ettikten sonra sevgili uzun saçlım dedi ki yalanmış. ''NEEYYĞĞĞ'' diye tiz bir çığlıktan sonra savunmasını yaptı ama affetmedim.Meğer böyle bir hurefemi ne deniyor işte öyle bideyiş varmış. Halbuki ben ona aynı anda yüzbin tane şey düşündüğümden 0,001 milisaniye önce ne düşündüğümü hatırlıyamıyorum demeyi tercih ederim.

Yazdıklarımdan da anlaşılabildiği üzere ukalıkta son noktaya vardım öyle ki her adımımda sağ ve soluma dizilmiş erkeklerin ortasından geçerken sağ elimle toz olumsu gibimsi yıkılımsı gibimsi bi hareket yaptığımda sırasıyla bir sağdan bir soldan erkeğin yere yıkılışının ortasında kendimi görebiliyorum..

Bide Eylülü de ben başladım. İyi oldu ben çok severim Eylül'ü. Kışa duyulan özlemin içinde cılız bir sevinçtir Eylül benim için. Eylül rüzgardır kurumuş yapraklarda ki sestir. Ve en çok Eylül'ü koklamayı severim..
NOT: Bide sanırım bu blogu açmaktaki amacımızı unuttuk sizi şu postu okumaya davet ediyorum sevgili yazarlarımız http://biblogismibulalim.blogspot.com/2009/04/ilk-yaz.html..

Panki Punki