30 Haziran 2009

İlk Sigaram Bile Tatsızdı



Bıraktım yine anılar beni o tanıdık sesleriyle sarmalasın. Sonra sen düştün aklıma düğme burunlum. Yapma bebeğim. Yapma. Yukardaki ufaklığa bakınca içimde uzaklarda bir yerlerin acıdığını hissediyorum.Ve bu kızı tanımıyorum , üzülüyorum.

Resimdeki ellerini belinde kavuşturan kız konumuna düşürdüm kendimi yine dimi .Hatta abarttım Panki Anne oldum dimi?

Panki Punki

Organize İşler


Karamel bebeğim,kaçak operasyonunda çok gizemli gelişmeler oldu.Biraz mistik bi hava yaratmak istediğimden dolayı şu an açıklamıyorum.Yorum kısmında çok ısrar edersen belllki...Beni nerde bulucağını biliyosun.Para hazır olsun.İş bittikten sonra birbirimizi tanımıyoruz...

Romantik Komedi

23 Haziran 2009

amaaaaaaaaaaann..pfffff..



istiyorum istiyorum vallahi istiyorum..kızgın kumlardan serin sulara atlamayı..köpük köpük dalgalarda kaybolmayı..kulaklıkları takıyım,elimde kitabım ahhhh ahhhh..saatlerce uzanayım..sıcaklayınca bi bira alayım,bi de sigara yakayım istiyorum ..ouuffff İS-Tİ-YO-RUMmmmmmmmm:(((

Karamel..

21 Haziran 2009

Müzik sesiniz olsun kuzucuklarım


Şunu fark ettim ki ben öyle 'senin için ölürüm' 'gitme sensiz yapamam bebeem' efendime söyliyim 'geri dön ölümü gör tabutumu öp' tarzı şarkılar dinleyince acı çekmiyorum.Ne zaman o tarz bi şarkı çıksa bakıyorum millete, suratlarında ben neler gördüm geçirdim ifadesiyle gözlerini yere dikiyolar.Ortama ayak uydurayım diyorum,sen de acı çekmelisin anca beraber kanca beraber romantik diyorum ama olmuyo valla bak.Beni hüzünlendiren şarkılar genelde,gerçeği yüzüne çarpan,bu kadar açık söylenmemeli her şey diye düşündüren,duyunca bunu benden başka kimse düşünemez ki diye şaşırtan şarkılar oluyo.İlla yavaş tempolu olması da gerekmiyo.Hareketli olduğu sanılan ama aslında içinde derin anlamlar bulunduran şarkılar da var...Gerçi sarhoşsam İbrahim Tatlıses'e,Ciguli'ye bile ağlarım o ayrı :)

Ha bide ingilizcem pek kıt olduğu için anlamadığım ama sevdiğim şarkılara kendi kendime içerik uyduruyorum.Hani bu şarkı mutlaka bunu anlatmaya çalışıyodur gibi.Müziğin evrensel dili hesabı :)

Şimdi nerden geldi aklıma bu konu,i-pod'uma atıcak şarkı bulamıyorum.Böyle şarkı bilen duyan varsa haber etsin.hadi bakıyım...

RomantiKomedi

17 Haziran 2009

Romantik Komedi hakkında bilmediğiniz gerçekler


-Geceleri denize yukardan bakamam.

-İçinde tarçın olan hiç bi şey yemem .

-Sol ayağım,sağ ayağımdan bi numara küçük.O yüzden topuklu ayakkabı veya babet giyerken çok zorlanırım.

-Kendi evimden başka bi yerde uyanmaktan nefret ediyorum.

-Birine gerçekten sinirlendiysem kafamda onu nası öldürebiliceğimi kuruyorum ( ciddiyim :) )

-Bazen obsesif olduğumu düşünüyorum.

-Kimin beni gerçekten sevip kimin sevmediğini gözünün içinden anlıyorum.

-Heyecanlandığımda asla uyuyamam.

-İnsanlar hakkında karar vermem için 1 saat yeterli oluyo.Ve şimdiye kadar hiç yanılmadım.


devam edecek...


Romantik Komedi

16 Haziran 2009

Bilir Miydin?




Bir kilo limonda,bir kilo çilekten daha fazla şeker olduğunu,( ironinin daniskası )

Sihirli sözcük ‘‘Adrakadabra’’nın ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylendiğini,(acaba işe yaramış mıydı?)

Geçen 3 500 yılın sadece 230 yılının barış içinde geçtiğini,( :hair peace bed peace: )

İdrarın zifiri karanlıkta parladığını,( fosforlu idrar )

Domuzların vücut yapılarından dolayı hiçbir zaman başlarını yukarı kaldırıp gökyüzüne bakamadıklarını,(aydınlanma.. gökyüzündeki güzellikleri göremedikleri için yeryüzündeki dışkılarını yiyorlar demek)

1 saat boyunca kulaklıkla bir şey dinlemenin kulaktaki bakteri sayısını % 700 arttırdığını, ( ben ve lanet olası evcil bakterilerim )

Dünyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen arızaların % 23’ünün makinelerin üzerine oturarak kendi popolarının fotokopisini çekmek isteyen insanlardan kaynaklandığını, ( o kadar merak edilecek birşey varda ben mi göremiyorum )

İnsana yemek için saldıran tek hayvanın ayı olduğunu, ( yemek(!) başka ne için saldırıyorlar (?) )

Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altının 200 kat daha fazlasının okyanuslarda bulunduğunu, ( okyanusta yaşamak nasıl bi his acaba banyoda az biraz çok kalınca parmakları büzüşen ben 7-24 suda ... )

İnsan elinin en yavaş uzayan tırnağının baş parmak olduğunu,en çabuk uzayan tırnak ise orta parmağınki olduğunu,( ironiler aşkına )

Eskimoların,buzdolaplarını yiyeceklerinin donmaması için kullandıklarını, ( ironi sevgisi )

İnsanların yılda 1.500 kere rüya gördüklerini, ( yazmak istiyorum yazamıyorum cunku cok kırocan )

Bir insanın günde 23 bin kere nefes alıp verdiğini,( yazıyorum ulen sensizlikte nefes almak istemiyorum)

Kediler için 7.kattan düşmenin,32.kattan düşmekten daha tehlikeli olduğunu, ( çünkü kediler ancak 6.katta terminal hıza ulaşabiliyorlar )

Kıta isimlerinin hepsinin aynı harfle başlayıp bittiğini,( niyeyse pek bi düşündürü beni )

Bir deve kuşunun gözünün beyninden büyük olduğunu,( ir irro irro irroo irroonn irroonnii )

En çok yağış alan yerin Hawaii adasındaki bir dağ olduğunu,buraya yılda 350 gün yağmur yağdığını, ( Forks Morks Stephenie abla baya baya kekledi bizi )

Kanguruların geri geri yürüyemediklerini, ( e normal tabi geri geri zıplıyorlar )

İstakozların kanının mavi renkte olduğunu,( gerçek fenerli )

Zürafaların, 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahip olduklarını,( gerçek beşiktaşlı )


Fillerin suyu hortumuyla içmeddiğini ,sadece hortumuyla çekip ağzına püskürttüğünü,( neyleyim ben işlevsiz hortumu )

Farelerin Avusturya hariç her yerde yaşadıklarını,( eh gayet normal bir çift farenin yılda 500 üç yılda 20 milyon tane yavru meydana getirdiği göz önünde bulundurulsaydı herkes fare avına çıkardı not: orda öylemi bilinmemekte sadece tahmin edilmekte )

Son 4.000 sene içerisinde herhangi bir hayvanın evcilleştirilmediğini,(evcilleştirme olayını hiç anlayamamışımdır zaten yani kedi ,köpek neyse de koyun evcilleştirilmeden önce ne kadar vahşi olabilirki)

Niye mi yazdım zamanında az mı anlattın birazda sana anlatılsın (sonun başlangıcı)


Not:Olasılıksız ya hani birgün belki denk gelir okursun gülersin ama bilemezsin bunları yazmanın acı verdiğini ve vermeye devam ettiğini



Panki Punki

15 Haziran 2009

Küçük Kumla



Aslında bu yazıyı cumartesi günü yazmam gerekiyordu.Fakat Kumla'dan geç döndüğümüz için vaktim olmadı.Şimdi soracaksınız pazar günü yazamadın mı diye?Pazar günü de gezdiğim için vaktim olmadı.Neyse biz konumuza gelelim.Cumartesi günü sabah erkenden annemin arkdaşları ile küçük kumla yoluna düştük(Panki'nin isteği üzerine isim vermedim).Amacımız annemin Kumla da oturan arkadaşına gitmekti.Gemlik otobüslerinin nereden kaltığını bilmediğimiz için daha doğrusu bulamadığımız için Kumla yolundan gitmeye karar verdik.Neyse Kumla'ya gittiğimizde 11. durağı bulmamız gerekiyormuş.Nereden bilebilirdik ki durakların birbirleriyle alakasız yerlerde oldukları.Tanrı'ya şükürler olsun ki sonunda 11.durağı bulduk.Annem'in arkadaşı bizi oradan aldğı zaman öğrendik ki otabüs durağını bulsaydık daha kolay bulurmuşuz yolu.Nedeni de otobüsü takip etmekmiş.Eve vardığımızda gurultularımızı duyan ev sahibi halimize acıdı ve kahvaltı hazırladı.Kardeşimin ısrarı üzerine dayanamayıp denize girmeye sahile indik.Kardeşim ve annemin arkadaşı denize girerken cebinde telefon olduğu hatırlayan Altan abi hemen denizden çıktı ve telefonu güneşin altına koydu.Biz de o arada bir yandan çaylarımızı yudumlarken bir yandan da okey oynadık.Okeyin bağlılık yaptığını bilmediğimiz için sürekli oynadık ve hiç kimse o an ne acıktığını anladı ne de etrafında olup bitenin farkına vardı.Kardeşim olmasa halimiz yamandı.Onun sözleri üzerine ıskartalar boşaltıldı eve dönüldü.Döndüğümüzde akşam olmuştu.Hemen bir şeyler hazırlayıp akşam yemeği yedikten sonra tekrar sahile inip çay bahçesine gittik.Orada biraz oturduk.Saatin geç olduğunu fark edince eve geri döndük.Böylece bir gün daha bitmiş oldu.O gün orda bulunan herkes çok eğlenmişti.İşte ben de böyle bir cumartesi günü geçirdim.
Not: Resimdeki küçük hanımefendi Shirley Temple.1930ların Amerikasının çocuk yıldızı kendileri.O kadar seviliyormuş ki aynı kendi saçları gibi bukleleri olan klonlarını yapmışlar.


Şıpsevdi

14 Haziran 2009



Normalde hep aklımda olan ama gerçekleştirmek için hiç çaba sarf etmediğim atraksiyonları gerçekleştirmem için canımın sıkkın olması gerekiyo. sanırım.Bugün gittim kulağıma 2. deliği açtırdım.Alışveriş yapmaktan nefret etmeme rağmen gittim coştum.Makyaj malzemelerimin yarısını çöpe attım.Bunları yaptıktan sonra bi rahatlama hissettim ama yarım saat sonra yine başa döndüm.17 yaşındaysanız ve össye hazırlanıyosanız hayat gerçekten çok zor :) Sorun sadece o değil gerçi de neyse...Amaan ben buraya neşeli bi şeyler yazmak için girmiştim yine bi depresif hava estirdim.Neyse sallamayın beni Okan'ı izleyelim neşemizi bulalım...






RomantiKomedi

13 Haziran 2009

Çilekli Pastanın Dört Dilimi { Sitem mi ne? }


Aslında bu yazıyı dün yazıcaktım ama yine sarhoş olduğumdan dolayı bugüne erteledim.Şimdi dün ben,Panki,Karamel ve Şıpsevdi buluşup bi cafeye gittik.Fakat armutunun üstünde oturamayan Panki'nin isteği üzerine kalkıp Karamel'in evine gittik.Çok eğlenceli dakikalar geçirmekle beraber Karamel'in pek bi hamarat bi kız olduğunu öğrendik.Resmen yemek yaptı.Bildiğin yemek yani.Artık içine sevgisini mi kattı ne kattı bilmem ama tartıya çıktığımda yarım kilo verdiğimi fark ettim.Burdan tüm Türkiye'ye duyurmak istiyorum bu kızın yemekleri zayıflatıyo.Sonra herşeyi bilen kadın'ı yaptık fakat Karamel'in 12136623 yıl önceden kalma bilgisayarı takıldığı içi bildi mi bilemedi mi öğrenemedik.(Bu arada hala ayak parmaklarımda çizgi filmli yara bantları duruyo.)Günün en önemli detaylarından biri Panki'yi etkisiz hale getirip zorla kol kola yürüme fantezimizi gerçekleştirmiş olmamız.Neyse yazıcak çok şey olmasına rağmen ben başımdaki iki tane iğrenç berbat itici çocuklarla ilgilenmek zorundayım.Kalemin kapağını açıp tekrar kapatmaktan zevk alıyolar.Ve beni bu yazı içinde yaklaşık 17 kez böldüler.Hatta şu an dünyanın en gereksiz sorularını sormakta olduklarından size hoşçakalın diyorum...
Son bir kez daha..

RomantiKomedi

11 Haziran 2009

Serzeniş...


Evde oturmaya başladığımdan beri iki gün erken kalktım.ilk gün Petek Dinçöz ü izledim.Darülacaze ye gitmiş orda program yapmıştı.Yazık orda 35 yaşında adam vardı orda büyümüş.annesi babası körpecik yavruyken oraya bırakıp kaçmışşş..Türkiye ağladı beeeeeeee..Ne yürek var kadın sende..Hiç merak etmedin evladını..Hiç mi bayramlarda için sızlamadı hain kadınn..Adam orda ağladı yavrum benim..Sevgiye açç gözleri sevgiye aççç..

Ahhh ahhhh doğur doğur bırak bi cami avlusuna git..Ama o adaamm büyüklük etti yine de gel annecim ara beni konuşalım dedi..Hain kadın yine aramadı beee.aramadı..ahh ahhh adam ağlaya sızlaya en sonunda ulaştı kadına..Bu çocukcağızın bi de üvey annesi var elleri öpülcek kadın.Canım anamm yiğit anam benim..Sen gercek annesisin onun gercek..Önemli olan doğurmak değil annem önemli olan bakmak büyütmek annem..garip anam yiğit anam çilekeş anam benim..

Bi de müge anlı yı izledim yeter artık MÜGE mit ajanı gibi davranmayı kessss!!Kimsin ki sen kimsinnn..Cinayet mi çözüyon sankii.Programa çıkar çıkar topla acıya aç halktan reytingleri sonra mit ajanıyım,komserim diye geçin..Senden olsa olsa pembe panter olur..Halkımızı kandırmayın.Bakın seda ablaya çatır çatır doğurtuyo..Böyle olmaz halka yardım etmek lazım..cık cık cık..

Babam bu programları izleye izleye zekamın gerilediğini söylüyo..Sürekli çekirdek çitliyomuşum ve kocakarı gibi davranmaya başlamışım..Artık izlemicem!

Bide bugün izledim petek dinçözün eteği harikaydı.


Karamel..

9 Haziran 2009

Hate growing up !



-Yapmak istediğim şeylerden vazgeçip,sevdiklerimi mutlu etmeye çalıştığımı,


-Zerre kadar önemsemediğim,hakkımda ne düşünürse düşünsün dediğim insanları bile kırmamaya çalıştığımı


-Çizgi film izlerken,mutlu sahnelerde ekrana bakıp,eskisi gibi farkına varmadan gülümsemediğimi,


-Acıma duygumun eskisinden daha çok işlediğini,


-Seneye bu zamanlarda,belki (umarım) üniversite için bavullarımı toplayacağımı,


-Sağlığıma daha çok dikkat ettiğimi,


-Olaylar karşısında eskisi gibi heyecanlanmadığımı,


-Dünyanın geleceği hakkında endişe etmeye başladığımı,


-Artık şaşırmadığımı,


fark ettiğimde anladım ki büyüyorum.Bunlardan bazılarını fark etmek bana ne kadar acı verse de,burada durayım tamam desem de elimde değil büyüyorum....Gelecek konusunda ciddi kaygılarım var.Anlatsam da rahatlayamıyorum.


Genelde hiçbir şey için keşke demem.Çünkü başıma gelen kötü şeylerin,beni güçlendirdiğini ve yaşanması gerektiği için yaşandığını düşünürüm.Bu yüzden de kendime geçmişimde yaptıklarımdan dolayı kızmam.Hata yapa yapa olgunlaşıldığını bilirim.Ya da bilirdim demek daha doğru.Artık tek düşündüğüm,bu zamanlarımın en güzel zamanlarım olduğu...İlerde şu an bulunduğum anları özlemekten korkuyorum.Şu an olduğum konumdan da memnun değilim gerçi.Sürekli,ya geçmişte yaşadığım şeyleri ya da geleceğimi düşünüyorum.Eskiden anı yaşamak en güzelidir diye düşünen ben,şimdiki durumuma baktığımda inanamıyorum.


NOT=Yine başlık bulamadım.Uğraşmak da istemedim.Zaten yazıyı yazmaktan çok başlık bulmaya uğraşıyorum.O yüzden yukarda gördüğünüz resmin adını koydum başlığa.Bunu bilmeniz gerekiyo muydu?Hayır.Ama çakma başlık atınca huzursuz oldum belirteyim dedim.(Gülün burda komiğim ben!)

Romantik Komedi

8 Haziran 2009

Yemekteyiz'e alternatif olarak ciddiyiz programı yapsak tutar mı ki?


Hani bazı çiftler var ya biz ciddiyiz/ciddi düşünüyoruz türü şeyler söyleyen,çok komik buluyorum onları.Nası ciddisiniz bi yerde buluşup birbirinize ...bey , ...hanım diye hitap edip ülkeyi mi kurtarıyosunuz,napıyosunuz?Aslında kelimeye takılmadım.Anlayamadığım neden bu insanların böyle bi kalıba ihtiyaç duydukları. Genelde erkekler kız arkadaşlarına söylerler bunu.Kız arkadaşları da mest olup kendi arkadaşlarına anlatırlar 'Ciddiyiz biz' diye.Veya erkek,diğer erkek arkadaşlarına 'Biz ciddiyiz öyle fasa fiso aşklardan değil' der.Fasa fiso aşklar da nası oluyosa ben anlamadım.Zaten birini hayatına almışsan ona değer veriyosundur.İlla bunu ciddiyiz şuyuz buyuz diye adlandırmanın ne anlamı var? Bi de yüzük takma mevzusu var tabi. Daha lisedesin/üniversitedesin ne yüzüğü ne evliliği? Oldu da evlendiler diyelim en çabuk boşanan tipler de bunlar olur.Nereden biliyosun derseniz annemin ve babamın mesleklerinden dolayı biliyorum.Küçükken eş-dost-akraba vs. gelip annemlere danışırlardı.Dolayısıyla gözlemleme fırsatım oldu.Birbirine bebeğim,hayatım,zencefilim bilmem neyim diye hitap eden o çok ciddi tipler iş boşanma evresine gelince 'nasıl daha çok nafaka koparırım,nasıl daha fazla canını yakarım derdine düşüyolar...Bunu o sevgilisi ciddiyiz dedi diye mutlu olan kızlara anlatmak istiyorum ama karşımdakinin bana Japonca konuşuyomuşum gibi bakıcağını bildiğimden kendimi yormuyorum.Sözün özü,bu tarz kalıpları sadece insanların birbirlerine sevgilerini ispatlamak için kullandığını düşünüyorum.Saçma buluyorum,çünkü insanın sevdiğini ve sevildiğini ispatlamak için sözcüklere ihtiyaç duymadığını kendimden biliyorum.Şu an sevgilimi çok seviyorum onunla ilerde de birlikte olmayı istiyorum ve gayriciddî olmaktan oldukça mutluyum...
Romantik Komedi

7 Haziran 2009

Making Love


Aşk yapmak.Şimdiye kadar seks hakkında duyduğum en kabul edilebilir deyim.Sanırım..En azından işi pişirmek , mercimeği fırına vermek , vermek-almak-koymak-becermek kadar kaba başka sözcükler daha.. bunlardan daha ılımlı.Tanrım bu kadar güzel bu kadar mucizevi bu kadar olağanüstü bir şeyi nasıl bu kadar aşağılık sözcüklerle tanımlayabildik.Nerede kaldı romantizm.Ama yine de beğenemiyorum bu deyimi de.Aşk başka bir deneyim sevişmek başka bir deneyim.İkisi de birbirinden muhteşemdir.Muhteşem olmaması için hiçbir neden yok ki romantik olduğu sürece.Ve aramızdaki dar görüşlüler ki siz ne kadar açık görüşlü olduğunuzu savunursanız savunun yazım dolayısıyla alacağım tepkilerden sizlerin beyinlerinizin yeride örümcek ağları olduğunu rahatlıkla söylebilirim.Ki belki de bu yüzden izleyicimizin olmadığı bu blogtan yazıyorum bunları.Tepkilerden korkuyorum ya da sadece uğraşmak istemiyorum.Tepkinizin sebebi daha reşit bile olamamsa tüm söylediklerimi hak ediyorsunuz.Ne yani reşit değilim diye düşünemediğimi mi sanıyorsunuz.Ya da okuyamadığımı ya da YAŞAYAMADIĞIMI ..Siz kendinizi ne sanıyorsunuz yaşadığınızı mı?Hayatınızın tam anlamıyla kısıtlamalar ve dogmalarla dolu olduğunun farkında değilmisiniz?Bu kadar nara yeter herhalde konuyu oldukça saptırdım...
Yaşamak zor zanaat.Sevmekte sevilmekte sevişmekte.İnsan kendi düşüncelerinden sıkılırmı ben sıkıldım kendimi tekrar etmeyi sevmiyorum bu yüzden yazıma devam edemeyeceğim.Belki sonra Vol2 çıkarırım kimbilir...

Not:Bu resim AKP pardon AK Parti'nin denetleme kuruldan geçsin diye seçilmiştir.Eh yok yere kapatılmayı istemeyiz.Bu blogu açmak bile bizim için yeterince zordu.Şansımızı zorlamayalım..
Panki Punki

1 Haziran 2009

Alışmadık Armutta Don Durmazmışşşş...


Eveeeet..bakıyorum..Yaklaşık 25 dakikadır blogumuza girmeye çalışıyorum.Zira eğer romantik komediyi arayıp sormasam şifreyi falan ozaman kesin camımın altındaki,sitemizin nadide(!) oyun parkında (benim için bela parkı) bir adet monitör veya kasa bulabilmek olasıydı..Hayır yani lütfedip bilgisayarımı açmışım..Bi de üstüne bloga yazmaya karar veriyorum sen gel şifreyi unut..Sonra bi güzel panki punkiyi aradım..Fatura girmesin diye babamın sınırsız hattından arayayım dedim tabii kız tenezzül edip açmadı..Allahtan romantikim komedim minik kuşum var valla yoksa bikaç ay daha zordu girmem..Ee ne demişler alışmadık armutta don durmazmış.Bünye alışkın değil şifre mifre ezberlemeye..Reddediyo!!Hele benim gibi fil hafızalı biri için nedir ki şifre ezberlemek(!).Kendi cep numaram dışında(ev telefonu,ev adresi dahil) hiçbirşeyi aklında tutamayan bi insan için e-posta ve facebook şifresi yeterken bi de blog şifresi ezberlemem lazım..Ama artık geçti hemen bilgisayarıma yapıştırdım post-iti artık kimsecikleri de aramam,rahatsızlık vermem(lafım Panki Punkiyedir..HIHHHH).Sonra ertesi gün ay o sen miydin, sapık diye açmadım, vay efendim uyuyodum.Bunlara da maruz kalmamış olurum..


Karamel..