8 Eylül 2009

Büyük Problemli Küçük Ukala


Yazamıyorum. Ciddiyim.. Ve işte bütün mesele bu. Ciddi olmak neyime nefret ederim ciddiyetten(bunu hayattaki amacının avukat olmak olduğunu düşününen biri söylüyor). Ama ciddiyetimin sebebini bilmekteyim. Aşırı kültür patlaması yaşıyorum ve yanımda Romantiğim Komedim yok o beni normalleştiriyordu.
Şu kültür patlaması olayından mahsedeyim.Malumunuz bütün yazı evimde geçirdim minik çaplı gezilerimiz haric evden çıkmadım. Öğrenci Süründürme Sınavına çalışmam gerektiğini bile bile çalışmayıp (kim çalışır ki peöh) filmdi kitaptı blogtu volfieddı tetristi pet societydı restaurant citydi cnbc-eydi.Ne bulduysam artık hepsini bi güzel özümsedim. Bide birşey farkettim ben okudukça küstahlaşıyorum küstahlaştıkça okuyorum okudukça beziyorum bezdikçe okuyorum okudukça kimilerinin saflığına katlanamıyorum.Eskiden böyle değildim ya da böyle olmamaya çalışırdım. ''Bütün dünyğa buna inanasa biiiir inansa hağyat bayram olsaaa'' tarzında bi insandım valla bak ya mutluydum. Şimdi usandım.
Bide dershane başladı hergün normalde tahhalmül etme zahmetinde bile bulunmayacağım garip ve de sorunlu tiplerle 100metrekarelik bir alanda 6 saat geçirilmem isteniyor. Hani bişeylerden bahsediyim diyorum hayatlarında bi değişiklik olsun diyorum ot gelip odun gitmesinler diyorum sosyalizm diyorum sonraki ders ''sen sosyolog olmak istiyodun diyğmi?'' diye bi cevap geliyor.

Böyle büyük sorunlarla uğraşıyorum işte.Bu sıkışılıkta sevgili blogumuzu ihmal ediyorum aslında kendimi ihmal ediyorum.Hiçbir arkadaşımla görüşmüyorum işin kötüsü bir zamanalar ki bana fi tarihinden önce gibi gelmekte onlar içinde benim bulunduğum bi planı uygulamak için yanıp tutuşurlardı belkide akıllandılar soğuk tavırlarım onlarıda bezdirdi artık ne bi teklif nebişey böyle ev-dershane-d&r-ev-dershane-d&r bide ben onuda bir yaşam alanı olarak saymaktayım internet arasında zaman öldüyorum. Bide sözlerimi unutuyorum. Birşey söylemek için ne zaman ağzımı açsam 0,001 milisaniye sonra ne söyliyeceğimi unutuyorum.Ya ne kötü fikirliyiz. Böyle birşey yüzkırsekizbinyetmişaltı kere tekrar ettikten sonra sevgili uzun saçlım dedi ki yalanmış. ''NEEYYĞĞĞ'' diye tiz bir çığlıktan sonra savunmasını yaptı ama affetmedim.Meğer böyle bir hurefemi ne deniyor işte öyle bideyiş varmış. Halbuki ben ona aynı anda yüzbin tane şey düşündüğümden 0,001 milisaniye önce ne düşündüğümü hatırlıyamıyorum demeyi tercih ederim.

Yazdıklarımdan da anlaşılabildiği üzere ukalıkta son noktaya vardım öyle ki her adımımda sağ ve soluma dizilmiş erkeklerin ortasından geçerken sağ elimle toz olumsu gibimsi yıkılımsı gibimsi bi hareket yaptığımda sırasıyla bir sağdan bir soldan erkeğin yere yıkılışının ortasında kendimi görebiliyorum..

Bide Eylülü de ben başladım. İyi oldu ben çok severim Eylül'ü. Kışa duyulan özlemin içinde cılız bir sevinçtir Eylül benim için. Eylül rüzgardır kurumuş yapraklarda ki sestir. Ve en çok Eylül'ü koklamayı severim..
NOT: Bide sanırım bu blogu açmaktaki amacımızı unuttuk sizi şu postu okumaya davet ediyorum sevgili yazarlarımız http://biblogismibulalim.blogspot.com/2009/04/ilk-yaz.html..

Panki Punki

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder